Son yüzyıllara ait coğrafik haritalar

Bu kısa yazıda bazı coğrafik haritaları inceleyerek eski zamanlarda dünya halkının uzak bölgelerle ilgili herhangi bir bilgisi olmadığını göstereceğiz. Demek ülkeleri, fetheden turistlerle ilgili öyküler de sahte ve uydurmaymış.

Bu haritada Yer’in yuvarlak olduğu benimsenmiş, ve yalnızca Asya, Avrupa ve Afrika kıtaları gösterilmiştir. Çizildiği tarih belli olmasa da, kağıt üzerine çizildiği için, fazla eski olamaz; eski bir haritanın kopyası olsa bile, yene de tartışmaya değmez. Etraf dünyadan böyle bir görüntüye dayanarak, 2500 yıl önce, ordular toplayıp Haşayarşa, Daryuş ve Kuruş’u  Yunanistan ve Mısır’a savaşa göndermek olabilir mi? Ya da İskender’i İran’a saldırtmak olur mu?

Bu Mahmut Kaşgari’nin “Divan-ul Lugat-i Türk” kitabından bir yaprağıdır. Ona 1000 yıllık tarih vermişler. Bin yıl önce, dünya böyle kavranmışsa, daha önceki padişahlar diğer ülkeleri nasıl fethedebiliyorlarmiş?! İlginç şurasıdır ki, Kaşgari’nin Türklerin yaşadıkları yerleri birer birer gezip dilin önemli söz ve sözcüklerini topladığını, sonra ise bu haritayı çizdiğini söylüyorlar!!! Peki bu haritayla mı kendi memleketine dönmüştür?! İşte bu kitap da sahtedir. Kağıt üzerine yazılan bir kitap bin yıl dayanamaz, elbette belki de bu baylerin kitapları çok dayanıklıdır. 

Bu da coğrafik harita diye bilim dünyasına sunulmuş başka bir sahte daha ve aydınlarımız şimdi ona hayranlar! İşte bu haritada da, Kaşgari’nin sahte kitabında olduğu gibi, yalnıca Yerin yuvarlak olduğunu anlaşılabilir! Yazık o sultana ki, böyle bir haritayla başka ülkelere saldırıyordu, çünkü, sonunda kendi ülkesinin yolunu da kaybederdi!!! Ama aydınlar hala bu sahte eserlerin tozlarını ırkçılık merhemi olarak gözlerine sürüyorlar. Bu sahte eserde yene de Ebedi Fars Körfezi’nin adı gelmiş!!! Elbette burada hiçbir körfez görünmüyor ve haritanın “Fars Körfezi” diye adlandırıldığı kısım, daha çok okyanusa benziyor, zira dünyanın ve karalarının yarısını tutmuştur. Bu sahte eserin ortasında ve kırmızı çizik içerisinde “azerbaycan” sözcüğü göze çarpmaktadır. Arkadaşlardan Aras Irmağı ve Hazer Denizi’ni bu haritada bana göstermelerini ricaediyorum, çünkü bilmek istiyorum ki, bu Azerbaycan, şimdi benim yaşadığım Azerbaycan mıdır?!! Yukarıdaki dünya haritasını Miladi 14. yüzyılın coğrafyacısı İbni Elverdi (Ömer bin Muzaffer bin Elverdi) çizmiş! Ancak kağıt üzerine çizildiği için bu tarih doğru olamaz.

Milat Sonrası 12. yüzyılın üç büyük Arap coğrafyacılarından biri Eş-Şerif El-İdrisi’nin çizdği dünya haritası, “Nezhet ül-Müştak fi İhtirak ül-Afak” kitabında. “Azerbaycan” adı kırmızı çizgiyle belirtilmiştir. 12. yüzyılın bilginlerinin zihnindeki dünya kavramı böyle olduğu halde, ondan 200 yıl önce, “Elverdi” nasıl önceki haritayı çizebilmiştir? Hem de öyle bir harita ki, düzensiz ve anlamsızdır. Apaçık sahtekarlık var burada. Sahtekarlar bu sahteleri yaparken yine de yanlış tarihler kullanmışlar. Dikkatedeğer diğer konu ise, Arap abecesinin gelişimidir. 800 yıl önce Arap abecesinin böyle yazıların yazılabilecek yeteneği yoktu ve bu abece şimdiki kadar gelişmemişti ve adların bu haritada şekilde yazılması olanaksızdı. Burada bu haritadaki başlıca coğrafik yanlışları incelemeyeceğim, çünkü her birşey açıktır ve açıklamaya gerek yok.

İslamdan birkaç yıl sonraya ait olan (mensup olunan tarih) önceki haritalarla ilgili, tatışılacak birçok konu vardır. Bu konulardan biri, bu haritalar sahte olamzsa bile (elbette sahte olduklarını da biliyoruz), yine de, çizenleri arasında herhangi bir ilişki olmadığı bellidir, yeni bir harita yapan daha önceki haritalardaki kusurları düzeltmemiş, haritala zamanla gelişmemiştir. Kısacası, bu haritalardan herhangi birinden yararlanarak çevremizle ilgili hiçbir şey tasavvur edemiyoruz. Bu haritalarla dünya turuna çıkıp uzak yerlere gitmek olanaksızdı; o zaman, kitaplarında yeni yerleri keşfedip böyle haritalar çizdiklerini iddia edenler gevezelik etmişler, çünkü bu haritalar herhangi bir gerçeği göstermiyor. Şimdi bu linkteki haritaya dikkat etseniz, o zamanın insanının tanıdığı en uzak noktalar, Asya’da Hindistan, kuzeyde Ermeni bölgeleri, güneyde Arap bölgeleri ve batıda Suriya’dir. Şimdi Kristof Kolomb’un “gidip Hindistandan biber getireceğim diye” yola çıktığını söyleyenler, acaba kendilerinden “Kristof Kolomb’un söylediği Hindistan bu haritanın neresindedir?” diye sormuyorlar mı? Gerçekten de, Kristof Kolomb Hindistan’da biberin olduğunu nereden biliyordu?! Hindistan’ın dünyanın neresinde olduğunu nereden biliyordu?! “Herodot Tarihi” gibi kitaplarda defalarca “Asyalılar” ve “Afrikalılar” diye yazılmıştır; 300 yıl önceye kadar insan yaşadığı dünyayı tanımasa da, 2000 yıl önce Herodot, Asya, Afrika ve Arupa’yı tanıyormuş! Eflatun’un kitabını nereden buldunuz ya? Kim buldu? Ne zaman bulundu? En eski el yazmaları nerede? Yunan padişahlarının yazmak için metal kalem, çekic ve dağların kayalarından başka hiçbir şeyleri yokken, Yunanıarın kitaplar ve başka yazıları hangi taş yazıtlar üzerinden deri, kağız ve diğer malzemeler yazılırdı. Artık bu yalanlara inanmanın zamanı sona ermiştir, buna rağmen şimdiki aydınlar hala gerçeklere yüz buruşturuyor. Biraz sabırla yazılarımı izlerseniz ne demek istediğimi anlayacaksınız, gerçi birçoğunuz ipucunu almışsınız. 

Şimdi son yüzyıllarda yeni bölgeleri bulmak ve sömürgecilik amacıyla Avrupa denizcileri tarafından çizilmiş haritaları önceki haritalarla karşılaştırarak Yahudi tarihçilerin yazdıkları eski padişahların fetih maceralarının uydurma olduğunu anlayacaksınız, çünkü, 350 yıl önce insan Yer’in yuvarlak ve küresel olduğunu henüz yeni yeni anlıyor, yeni bölgeleri yeni yeni keşfediyordu.  O zaman, Haşayarşa, hangi nasıl Yunanistan’a saldırıyordu. 

Yorum Gönder for "Son yüzyıllara ait coğrafik haritalar"